OSMANLI YAHUD�LER�
Cahiliye Toplumunda Y�NET�C� KARAKTER�
S�per G��l� Malzeme Elde Etme Yolunda Yeni Aray��lar: �r�mcek Ipe�i �reten Ke�iler

Etraf�n�zdaki Her�ey Gibi Asl�nda Siz de Molek�llerden Olu�uyorsunuz!
D�nyay� Kana Bulayan iki Siyasi G�c�n Benzerlikleri S�YON�ZM ve HA�LILAR
Bilimin Rotasi Do�ru �izilmelidir
DO�A ve TEKNOLOJ�

Kuran'da Kadina Verilen �nem
Kibris'ta D�n�m Noktasi
Atomdaki Tasar�m�n A�t��� Yeni Ufuk: �letken Plastikler
Ka��n�lmaz Ger�ekler Ya�l�l�k ve �l�m

www.harunyahya.org

Ara�t�rma'dan



0

Tarihteki K�t�l�kle �ttifak Eden Gizli �rg�tler



Tarihte k�t�l�kle ittifak eden gizli �rg�tlerin g�n�m�ze kadar gelen uzant�lar�, yanl�� bir fikri uzun bir zaman boyunca ve etkili propaganda y�ntemleriyle kitlelere kabul ettirebilmi�tir. Ancak 21. Y�zy�l, Allah’�n izniyle k�t� ittifaklar�n umduklar� gibi kendilerinin de�il, �slam ahlak�n�n y�zy�l� olacakt�r.

Gizli �rg�tlerin tarihini inceleyen uzmanlar�n ortak g�r���, �rg�tlerin tarihlerinin Ha�l� Seferleri'ne kadar uzand���d�r. Ha�l� Seferleri her ne kadar H�ristiyan inanc�n�n bir �r�n� olarak anla��lsa da, asl�nda temeli maddi ��karlara dayanan sava�lard�r. Avrupa'n�n b�y�k bir yoksulluk ve sefalet i�inde ya�ad��� bir devirde, Do�u'nun ve �zellikle de Ortado�u'daki M�sl�manlar�n refah ve zenginli�i, Avrupal�lar� cezbetmi�tir. Bu motivasyonun, H�ristiyanl���n dini sembolleriyle s�slenmesi sonucunda, dini g�r�n�ml�, fakat ger�ekte d�nyevi ama�lara y�nelik bir "Ha�l�" d���ncesi do�mu�tur. Kendilerine "Ha�l�lar" denen g�ruh, pek �ok yeri yak�p-y�kt�ktan, pek �ok M�sl�man� k�l��tan ge�irdikten sonra 1099 y�l�nda Kud�s'� i�gal edip ele ge�irdi. �ki g�n i�inde yakla��k 40,000 M�sl�man� vah�ice �ld�rd�kten sonra s�n�rlar� Filistin’den Antakya’ya uzanan bir Latin krall��� kurdu ve Ha�l�lar�n Ortado�u'da tutunabilme m�cadelesi ba�lad�. Bu nedenle daha �nce benzeri bulunmayan "askeri tarikatlar" kuruldu. Bu tarikatlar�n �yeleri, Avrupa'dan Filistin'e g�� edip, burada bir t�r manast�r hayat� ya��yor, bir yandan da M�sl�manlara kar�� sava�mak �zere askeri e�itim g�r�yorlard�.

��te bu tarikatlardan biri, di�erlerinden farkl� bir yol tuttu. Ve tarihin ak���na etki edecek bir de�i�im ya�ad�. Bu tarikat, "Tap�nak��lar" tarikat�yd�. (Harun Yahya, Global Masonluk)

Tap�nak��lar


Tap�nak��lar ya da tam ad�yla "�sa'n�n ve S�leyman Tap�na��'n�n Fakir Askerleri" adl� tarikat 1118 y�l�nda, yani Kud�s'�n Ha�l�lar taraf�ndan ele ge�irilmesinden yakla��k 20 y�l sonra kuruldu. Kendilerine "S�leyman Tap�na��" ile ilgili bir isim verilmesinin nedeni, �s olarak se�tikleri yerin, bu y�k�k tap�na��n yeri olan "tap�nak tepesi" olmas�yd�. Bu yer ayn� zamanda Mescid-i Aksa'n�n da bulundu�u yerdi.

Tap�nak��lar kendilerini "yoksul askerler" olarak tan�mlam��lard�, ancak k�sa s�rede zenginle�tiler. Avrupa'dan Filistin'e gelen H�ristiyan hac�lar�n yolculuklar� tamamen bu tarikat�n kontrol�ndeydi ve hac�lardan toplad�klar� paralarla b�y�k bir servetin sahibi oldular. Dahas�, ilk kez "bankac�l�k" benzeri bir �ek-senet sistemi kurdular. Hatta BBC yorumcular� Michael Baigent ve Richard Leigh'e g�re bir t�r Orta�a� kapitalizmi olu�turmu�lar ve faiz i�leterek "modern bankac�l��a �nc�l�k" etmi�lerdi. (M. Baigent, R. Leigh, The Temple and the Lodge)

Bu siyasi g��, ku�kusuz Avrupa'daki krallar� rahats�z ediyordu. Ancak sadece krallar� de�il, ayn� zamanda din adamlar�n� da rahats�z eden bir ba�ka �zelli�i daha vard� Tap�nak��lar'�n: Tarikat�n giderek H�ristiyan inanc�ndan koptu�u, tuhaf ayinler d�zenledi�i s�ylentileri yay�l�yordu.

Ve sonunda 1307 y�l�nda, Fransa Kral� Philip le Bel ve Papa V. Clement'in ortak bir karar� ile tarikat hakk�nda tutuklama karar� ��kt�. Tap�nak��lar'�n bir k�sm� ka�may� ba�ard�ysa da �o�u yakaland�. Bunun ard�ndan uzun bir sorgu ve yarg� d�nemi ba�lad�. Ve �o�u, ger�ekten "sapk�n" olduklar�n�, H�ristiyan inanc�n� terk ettiklerini, ayinlerinde Hz. �sa'ya hakaretler ettiklerini kabul ettiler. Sonunda, Tap�nak��lar'�n "b�y�k �stad" ad�n� verdikleri liderleri, en ba�ta da en b�y�k �stad Jacques de Molay, 1314 y�l�nda Kilise ve Kral'�n onay� ile idam edildiler. �o�u hapse mahkum edildi. Tarikat da��t�ld� ve resmi olarak tarihten silindi.


Ancak tarikat�n "resmi" olarak yok olmas�, fiilen ger�ekten yok oldu�u anlam�na gelmiyordu. �ncelikle, 1307 y�l�ndaki ani tutuklama s�ras�nda Tap�nak��lar'�n bir k�sm� ka��p izlerini kaybettirmeyi ba�arm��lard�. �e�itli tarihsel kay�tlarla da desteklenen bir teze g�re, bu ka�ak Tap�nak��lar'�n �nemli bir b�l�m�, 14. y�zy�l Avrupas�'nda Katolik Kilisesi'nin otoritesini tan�mayan yegane Krall��a, yani �sko�ya'ya s���nd�lar. �sko� Kral� Robert Bruce'un himayesi alt�nda yeniden �rg�tlendiler. Bir s�re sonra da, varl�klar�n� s�rd�rmek i�in iyi bir kamuflaj y�ntemi buldular: Orta�a�'da Britanya Adas�ndaki en �nemli "sivil toplum �rg�t�" olan duvarc� loncalar�na s�zd�lar ve bir s�re sonra da bu localar� tamamen ele ge�irdiler. (John J. Robinson, Born in Blood: The Lost Secrets of Freemasonry)

G�l-Ha� (Rose-Croix)


Yeni�a� Avrupas� tarihinde �nemli rol oynam�� gizli derneklerden biri, Tap�nak��lar ile masonlar aras�nda bir t�r "ge�i� a�amas�" olarak kabul edilen G�l-Ha� (Rose-Croix) derne�idir. 15. y�zy�lda ad� duyulmaya ba�layan bu dernek, Avrupa'da �zellikle simya konusunda bir furyan�n do�mas�na neden olmu�, derne�in �yelerinin bu konuda "gizli bilgilere" sahip oldu�u efsanesi yay�lm��t�r. Ancak G�l-Ha�lar'dan g�n�m�ze kalan en �nemli miras, nat�ralist felsefe ve onun ayr�lmaz bir par�as� olan "evrim" fikridir. Mason dergisinde, masonlu�un Tap�nak��lar ve G�l-Ha�lar'a uzanan k�keni anlat�lmakta ve ard�ndan G�l-Ha�lar'�n evrimci felsefesi ��yle vurgulanmaktad�r:

“Rozkrua Tarikat�'n�n nerede ve nas�l kurulmu� oldu�u kesinlikle bilinmemektedir. Bu tarikat�n izlerine Avrupa'da ilk kez 15. y�zy�l ortalar�nda rastlanmaktad�r. Fakat tarikat�n �ok daha eski bir kurulu� oldu�u da bellidir. Tampliye Tarikat�'ndan farkl� olarak Rozkrua Tarikat�'n�n temel u�ra�� alan� bilimseldir. �yeleri geni� �apta al�imi (simya) ile u�ra�m��lard�r... Tarikat �yelerinin en �nemli �zelli�i, her olu�umda bir evrim s�reci oldu�unu benimsemi� olmalar�, bu nedenle de felsefelerinin temelinde nat�ralizme yer vermi� bulunmalar�d�r. Bu nedenle de Rozkrua Tarikat� Tabiyyun (nat�ralistler) ad�yla an�lm��t�r. (Mason Dergisi, say� 48-49)

Do�u'daki bir gizli �rg�t: �hvan�ssafa


Evrim fikrinin geli�tirildi�i bir di�er masonik �rg�tlenme ise, Bat�'da de�il Do�u'da kurulmu� olan bir ba�ka te�kilatt�r. �stad Mason Selami I��nda�, "Kurulu�undan Bug�ne Masonluk ve Bizler" ba�l�kl� makalesinde bu konuda a�a��daki bilgileri verir:

“�slam d�nyas�nda adeta masonlu�un kar��l��� olan �hvanussafa derne�i vard�. Abbasiler zaman�nda Basra'da kurulan bu gizli dernek, 52 b�y�k fasik�lden olu�an bir ansiklopedi yay�nlam��t�. Bunlar�n 17'si Do�a Bilimlerini i�erir. Bu fasik�llerde Darwinizm'e �ok benzeyen bilimsel a��klamalar vard�r. Bunlar �spanya'ya kadar yay�lm�� ve Bat�'da d���n�r �evresini etkilemi�tir.”

�slam d�nyas�nda geli�mesine ra�men �slam'�n temel esaslar�ndan uzakla�an bu dernek, Eski Yunan felsefesinden etkilenmi� ve bu felsefeyi �st� kapal� bir sembolizm ile ifade etmi�tir. Selami I��nda�, �stteki a��klamas�na ��yle devam etmektedir:

"�smailiyye mezhebinden kayna��n� alan bu gizli derne�in ba�l�ca amac�, dinsel dogmalar�n benzetmeler ve simgesel a��klamalarla ussal (akl�) yola getirilmesi idi. Bu derne�in felsefesi, Pithagore ve Eflatun'dan etkilenmi�tir. Bu gizli derne�e girebilmek i�in, insan �nce mistik ���tlerle heyecanland�r�l�r, sonra dinsel bo� inan�lar ve dogmalardan kurtar�l�rd�. Daha sonra da filozofik ve simgesel y�ntemlere al��t�r�l�rd�.” (Dr. Selami I��nda�, Kurulu�undan Bug�ne Masonluk ve Bizler)

Bu al�nt�da yer alan "dinsel bo� inan�lar ve dogmalardan kurtarma" ifadesinden kas�t, dini inan�lar�n reddettirilmesidir. Mason I��nda�, dini kendince b�yle tan�mlamaktad�r. Oysa "bo� inan� ve dogma" as�l olarak masonlu�un kendi felsefesine uyan tan�mlard�r. Masonlar�n din aleyhinde kulland�klar� bu gibi s�zlerin, hi�bir delile dayanmayan, sadece propaganda ve telkin ama�l� kavramlar oldu�una dikkat etmek gerekir. Dine kar�� fikri bir itiraz getiremedikleri i�in, bu gibi telkin y�ntemlerine, insanlarda psikolojik etki uyand�rmas�n� umduklar� kelimelere s���nmaktad�rlar.

B�y�k �slam alimi �mam Gazali �hvanussafa'n�n, Eski Yunan d���ncesinden etkilenen sapk�n felsefeyi savundu�unu a��klam�� ve �hvanussafa'n�n da dahil oldu�u �smailiye mezhebinin ��retilerinin �arp�kl���n� ortaya koymu�tur.

"Ayd�nlanmac�lar" ve Evrim Hurafesinin ��k���


Materyalist ve evrimci fikirlerin Avrupa toplumlar�nda yayg�n bir kabul g�r�p toplum yap�s�n� dinden uzakla�t�racak �ekilde etkileyi�i, "Ayd�nlanma" d�nemi olarak bilinir. Bu d�neme damgas�n� vuran gizli �rg�t ise “iluminati”dir. Ku�kusuz bu terimi se�enler, (yani bu fikri de�i�ime "ayd�nlanmak" gibi olumlu bir tan�m getirenler) bu fikri sapman�n �nc�leridir. Daha �nceki d�nemi "karanl�k d�nem" olarak tan�mlam��lar, bunun sorumlulu�unun din oldu�u yalan�n� �ne s�rm��ler ve Avrupa'n�n sek�lerle�mesiyle, yani dinden uzakla�mas�yla birlikte "ayd�nland���n�" iddia etmi�lerdir. Bu, tarafl�, �arp�k ve sahte tablo, g�n�m�zde hala din kar��tlar�n�n en temel propaganda malzemelerinden birini olu�turur.

Ger�ekte ise 'Ayd�nlanma' Bat�'ya hi� de olumlu �eyler getirmemi�tir. Ayd�nlanma'n�n en �nemli aya�� Fransa'da ya�anm��t�r ve bu s�re�ten sonra gelen Frans�z Devrimi, �lkeyi bir kan g�l�ne �evirmi�tir. Bug�n ayd�nlanmac� literat�rde Frans�z Devrimi �v�lerek anlat�l�r, oysa devrim Fransa'ya �ok �ey kaybettirmi�, 20. y�zy�la kadar s�recek olan sosyal �at��malar� ba�latm��t�r. �nl� �ngiliz d���n�r Edmund Burke'�n Frans�z Devrimi ve Ayd�nlanma d�nemi hakk�ndaki analizleri bu konuda olduk�a yol g�stericidir. Burke, 1790'da yay�nlad��� Reflections on the French Revolution (Frans�z Devrimi Hakk�nda D���nceler) adl� �nl� eserinde, gerek Ayd�nlanma fikrini gerekse onun meyvesi olan Frans�z Devrimi'ni ele�tirmekte, bu hareketlerin toplumu birarada tutan din, ahlak, aile yap�s� gibi temel de�erleri par�alad���n�, ter�re ve anar�iye zemin haz�rlad���n� vurgulamakta, Ayd�nlanma'y� "insan akl�n�n par�alay�c� bir hareketi" olarak nitelemektedir. (Edmund Burke, Reflections on the Revolution in France)


Frans�z Devrimi s�ras�nda dine kar�� �ok ciddi bir d��manl�k sergilenmi�tir. Pek �ok din adam� giyotine g�nderilmi�, kiliseler tahrip edilmi�, dahas� H�ristiyanl��� tamamen kald�r�p yerine "Ak�l Dini" denen ve pagan sembolleri ile ifade edilen sapk�n bir din olu�turulmak istenmi�tir. Devrime liderlik edenler de giyotine en son kendi ba�lar�n� vermi�tir. Bug�n pek �ok Frans�z "devrim yapmakla iyi mi yapt�k" sorusunu tart��maktad�r. Frans�z Devrimi'nin din aleyhtar� dalgas� k�sa s�rede Avrupa'ya yay�lm�� ve 19. y�zy�l, din d��manl���n�n en k�stah ve sald�rgan d�nemi olmu�tur.

Frans�z Devrimi'nin katliam arac� giyotin (sa� ba�ta). Tap�nak ��valyeleri, H�ristiyan bir g�r�n�m alt�nda pagan bir inan� geli�tirdiler.

Tarihteki �rg�tlenmelerin nas�l bir atmosferde geli�ti�i, ki�ileri nas�l etkiledi�i �zerinde d���nmek gerekir. Gizemli, merak uyand�r�c�, cezbedici �rg�tler olarak ortaya ��km��lar, �ye olan ki�ilerde, toplumun genel inan�lar�na ayk�r� davranman�n getirdi�i bir t�r psikolojik tatmin meydana getirmi�lerdir. T�ren ve ayinlerinde ise, �lahi dinlerin sembol ve kavramlar� yerine pagan sembol ve kavramlar� y�celtilmektedir. B�ylece, sadece sembolizm yoluyla dahi, bu �rg�tlerle tan��an ki�iler ilahi dinlerini terk ederek, eski �a�lar�n putperest dini olan paganla�m��lard�r.

Ancak bu �rg�tlerin sonuncusu olan masonluk sadece garip ayinler d�zenlemekle kalmam��, Avrupa'y� �lahi dinlerden uzakla�t�r�p pagan bir k�lt�re s�r�klemek i�in siyasi bir strateji de izlemi�tir. Fakat masonlu�un bu siyaseti 19. ve 20 y�zy�llarda �ok ac� meyveler vermi�tir. Ba�ka t�rl� olmas� da d���n�lemez, ��nk� bu �lahi bir kurald�r. Tarihte, Allah'�n dinine kar�� gelerek atalar�n�n dinini, geleneksel hurafelerini tercih eden t�m pagan kavimler, kendilerini helake s�r�klemi�lerdir. Bu paganlar�n �a�da� temsilcisi olan masonluk ise, kendisiyle birlikte t�m d�nyay� da helake do�ru s�r�klemektedir.

��te bu nedenle, insanl��� bu felaketten korumak, Bedi�zzaman'�n ifadesiyle "maddiyun ve tabiyyun taununun" (maddecilik ve tabiat��l�k hastal���n�n) telkinlerini k�rmak ve bu yolla kitlelerin iman�n� kurtarmak gerekmektedir. Yap�lmas� gereken �ey, bilimin ortaya koydu�u ger�ekleri de kullanarak, materyalist felsefenin ge�ersizli�ini kitlelere anlatmakt�r.

M�sl�manlar bu g�revi �stlendiklerinde, Allah'�n izniyle, "Biz hakk� bat�l�n �st�ne f�rlat�r�z, o da onun beynini darmada��n eder. Bir de bakars�n ki, o, yok olup gitmi�tir" (Enbiya Suresi, 18) h�km� tecelli edecektir.

Ve o zaman, 21. y�zy�l, k�t� ittifaklar�n umduklar� gibi kendilerinin de�il, “yok olup gidecek” olan t�m k�t�l�k temsilcilerinin ard�ndan, �slam ahlak�n�n y�zy�l� olacakt�r.





0






�zg�rl�k, hemen hemen her toplum ve ideolojiden ki�inin hemfikir oldu�u ve savundu�u bir kavramd�r. �nsanl�k tarihindeki �at��malar�n, sava�lar�n �o�undaki ama�, �zg�rl��� kazanmak olmu�tur.
Bat� d���ncesinin �zg�rl��e verdi�i anlam� ��yle �zetleyebiliriz: �zg�rl�k, insana, di�er insanlar (toplum) ya da devlet -veya ba�ka herhangi bir kurum- taraf�ndan hi�bir k�s�tlama ve bask� yap�lmamas�d�r.Bug�n Bat� toplumlar�n�n i�inde bulunduklar� toplumsal yap�, modern Bat� felsefesi taraf�ndan tarifi yap�lan "�zg�rl�k" kavram�n�n, insan�n kurtulu�unu sa�lamad���n� g�stermektedir.



Okullarda, bilimsel kaynaklarda ve bir k�s�m medyada, teori ispatlanm�� bir ger�ek gibi sunulmakta, pek �ok insan da bu nedenle evrimi hi� sorgulamadan kabul etmektedir. Oysa her ge�en g�n geli�en, paleoantropoloji, antropoloji ve mikrobiyoloji gibi bilim dallar�, s�z�n� etti�imiz yayg�n inan���n aksine, evrim teorisini s�rekli yalanlamaktad�rlar. Evrimi ispatlamak i�in 150 y�ld�r aral�ks�z s�rd�r�len �al��malar, teoriyi ��r�tmekten ba�ka bir sonuca varamam��lard�r.
Bu ger�e�e ra�men, evrim teorisinin bu denli yayg�n bir bi�imde savunulmas� ve insanlara empoze edilmesinin tek nedeni ise, teorinin ideolojik y�n�d�r.