Balkanlardaki �slam'�n Kahraman Lideri: AL�YA �ZZETBEGOV��


Balkan M�sl�manlar� �stanbul'dayd�
Bat� Trakya M�sl�manlar�
Sahte D�nyan�n Ac�lar�ndan Tutku Ve H�rs
�in'in Bat�l �nanc�: �AMAN�ZM

M�barek Ramazan
I����n Bilinmeyen �zellikleri
V�cudumuzdaki Saya� : Tansiyon
"Dindar Evrim" Yan�lg�s�na KURAN'DAN CEVAPLAR

www.darwinizmin
sonu.com

Ara�t�rma'dan



I�I�IN B�L�NMEYEN �ZELL�KLER�


I��k konusunda tart���lan temel nokta, �����n foton adl� par�ac�klar�n olu�turdu�u bir katar �eklinde mi, yoksa dalgalar halinde mi yay�ld���d�r. Kaba bir benzetmeyle ���k, bir yerden bi yere, bilardo toplar� gibi mi, yoksa sahile vuran dalgalar gibi mi hareket etmektedir?
I��k, bazen t�pk� havuza at�lan bir ta��n su y�zeyinde olu�turdu�u dalgalanmalar gibi yay�lmakta, bazen de sanki maddi par�ac�k �zelli�i ta��makta ve pencere cam�na vuran ya�mur damlalar� gibi aral�kl� darbeler halinde g�zlenebilmektedir. Bu ilgin� durum sadece ���k i�in de�il, atomun temel par�ac�klar�ndan biri olan elektron i�in de ge�erlidir. Elektron da hem par�a, hem de dalga �zelli�i g�sterebilmektedir.
Bu durum, bilim d�nyas�nda akla yeni sorular getirmi�tir. Bu sorular , �nl� Kuramsal Fizik Profes�r� Richard P. Feynman'�n �u s�zleriyle a��kl�k kazanmaktad�r:
"Elektronlar�n ve �����n nas�l davrand�klar�n� art�k biliyoruz. Nas�l m� davran�yorlar? Par�ac�k gibi davrand�klar�n� s�ylersem yanl�� izlenime yol a�m�� olurum. Dalga gibi davran�rlar desem, yine ayn� �ey. Onlar kendilerine �zg�, benzeri olmayan bir �ekilde hareket ederler. Teknik olarak buna "kuantum mekaniksel bir davran�� bi�imi" diyebiliriz. Bu, daha �nce g�rd���n�z hi�bir �eye benzemeyen bir davran�� bi�imidir... Bir atom, bir yay�n ucuna as�lm�� sallanan bir a��rl�k gibi davranmaz. K���c�k gezegenlerin y�r�ngeler �zerinde hareket ettikleri minyat�r bir g�ne� sistemi gibi de davranmaz. �ekirde�i saran bir bulut veya sis tabakas�na da pek benzemez. Daha �nce g�rd���n�z hi�bir �eye benzemeyen bir �ekilde davran�r. En az�ndan bir basitle�tirme yapabiliriz: Elektronlar bir anlamda t�pk� fotonlar gibi davran�rlar; ikisi de "acayiptir", ama ayn� �ekilde. Nas�l davrand�klar�n� alg�lamak bir hayli hayal g�c� gerektirir; ��nk� a��klayaca��m�z �ey bildi�imiz her �eyden farkl�d�r."


Bilim adamlar�, elektronlar�n bu hareketini hi�bir �ekilde a��klayamad�klar� i�in, buna yeni bir isim takm��lard�r: "Kuantum Mekaniksel Hareket". Bu noktada g�r�len m�kemmelli�i, yine Profes�r Feynman, "?kendinize s�rekli ?Ama bu nas�l olabilir?? diye sormay�n; ��nk� �aban�z bo�unad�r; �imdiye kadar hi� kimsenin kurtulamad��� bir ��kmaz soka�a girersiniz. Bunun neden b�yle olabildi�ini hi� kimse bilmiyor" s�zleriyle dile getirmektedir.
Ancak, Feynman'�n bahsetti�i "��kmaz sokak", asl�nda ?��kmaz? de�ildir. Burada baz�lar�n�n bir t�rl� i�in i�inden ��kamamalar�n�n sebebi, ortadaki a��k delillere ra�men, bu inan�lmaz sistemleri ve dengeleri yaratan �st�n ilim sahibi Allah?� gerekti�i gibi tan�y�p takdir edememeleridir. Halbuki, durum son derece a��kt�r: Allah evreni yoktan var etmi�, kusursuz dengelere dayal� ve �rneksiz olarak yaratm��t�r. ��inden bir t�rl� ��kamad�klar�, kavrayamad�klar�, bilim adamlar�n�n her f�rsatta "Ama bu nas�l olabilir?" diye kendi kendilerine sorduklar� sorunun cevab�; her �eyin Yarat�c�s�'n�n Allah oldu�u ve her �eyin O?nun yaln�zca "OL" demesiyle var oldu�u ger�e�inde yatmaktad�r. Allah bu kesin ger�e�i bir Kuran ayetinde ��yle bildirir:
"G�kleri ve yeri (bir �rnek edinmeksizin) Yaratan'd�r. O, bir i�in olmas�na karar verirse, ona
yaln�zca "OL" der, o da hemen oluverir."
(Bakara Suresi, 117)


I����n hem par�ac�k hem de dalga �zellikleri g�stermesi, teknoloji a��s�ndan hayati bir �neme sahiptir. G�r�l�r ����� olu�turan renk renk ���klar, farkl� dalga boylar�na sahiptir. Bu ���klar�n dalga boylar� santimetrenin milyonda 75?i ile 39?u aras�nda de�i�ir. (Harun Yahya Ye�il Mucize Fotosentez)
20. Y�zy�l�n tan�nm�� bilim a-damlar�ndan Isaac Asimov, �����n dalga boylar�ndaki bu hassas ayar�n �nemini ��yle a��klar:
"Dalga boylar�n�n k�sa olmas� olduk�a �nemlidir. I��k dalgalar�n�n d�z �izgi yolu boyunca seyretmesi ve keskin g�lgelere yol a�malar� �evremizdeki ola�an cisimlerden daha k���k olu�lar�ndand�r. Kar��lar�na ��kan cisim, dalga boyundan daha b�y�k olmad��� takdirde, o cisimlerin �evresini dola��p i�ine alabilir. �rne�in, bakteriler bile �����n bir dalga boyu uzunlu�undan �ok daha b�y�kt�rler; b�ylece, ���k onlar� mikroskop alt�nda keskin bi�imde belirler."
I����n, dalga �zelli�ine ek olarak par�ac�k �zelli�i g�stermesi, teknolojide faydalan�lmas� noktas�nda hayati bir �neme de sahiptir. Dalga hareketi hep belirli bir ortam i�inde ger�ekle�ir. Mesela, sesin yay�labilmesi i�in havan�n varl��� �artt�r. Ses bo�lukta yay�lmaz. E�er ���k da hep dalga �zelli�i g�sterseydi; G�ne�?ten kaynaklanan ���klar uzayda ilerleyemeyecek ve t�m evren karanl��a g�m�lecekti; ya�am olmayacakt�. Ancak alemlerin Rabbi Allah yaratt��� her�eyi varl�klar�n ihtiya�lar�na en uygun �ekilde varetmi�tir.










�zg�rl�k, hemen hemen her toplum ve ideolojiden ki�inin hemfikir oldu�u ve savundu�u bir kavramd�r. �nsanl�k tarihindeki �at��malar�n, sava�lar�n �o�undaki ama�, �zg�rl��� kazanmak olmu�tur.
Bat� d���ncesinin �zg�rl��e verdi�i anlam� ��yle �zetleyebiliriz: �zg�rl�k, insana, di�er insanlar (toplum) ya da devlet -veya ba�ka herhangi bir kurum- taraf�ndan hi�bir k�s�tlama ve bask� yap�lmamas�d�r.Bug�n Bat� toplumlar�n�n i�inde bulunduklar� toplumsal yap�, modern Bat� felsefesi taraf�ndan tarifi yap�lan "�zg�rl�k" kavram�n�n, insan�n kurtulu�unu sa�lamad���n� g�stermektedir.



Okullarda, bilimsel kaynaklarda ve bir k�s�m medyada, teori ispatlanm�� bir ger�ek gibi sunulmakta, pek �ok insan da bu nedenle evrimi hi� sorgulamadan kabul etmektedir. Oysa her ge�en g�n geli�en, paleoantropoloji, antropoloji ve mikrobiyoloji gibi bilim dallar�, s�z�n� etti�imiz yayg�n inan���n aksine, evrim teorisini s�rekli yalanlamaktad�rlar. Evrimi ispatlamak i�in 150 y�ld�r aral�ks�z s�rd�r�len �al��malar, teoriyi ��r�tmekten ba�ka bir sonuca varamam��lard�r.
Bu ger�e�e ra�men, evrim teorisinin bu denli yayg�n bir bi�imde savunulmas� ve insanlara empoze edilmesinin tek nedeni ise, teorinin ideolojik y�n�d�r.