Peygamberimiz (sav)’in Deccal’i tarif eden hadislerindeki tan�mlar, Kuran’da anlat�lan su�lu-g�nahkar karekteri ile �ok b�y�k benzerlik g�stermektedir. Kuran’da yalanc�l�k, adaletsizlik, ac�mas�zl�k, zalimlik, insanlar aras�nda bozgunculuk ��karmak, �iddet ve karma�an�n yay�lmas� i�in �aba g�stermek ve insanlar� din ahlak�ndan uzakla�t�rmak; k�t� ahlak �zellikleri olarak bildirilir. �nkarc�lar�n da g�sterdikleri bu ahlak, sapk�n ideolojilerin de en belirgin �zelliklerindendir.
Allah'�n Kuran'da, su�lu-g�nahkarlar olarak dikkat �ekti�i ki�iler, yery�z�nde anar�i ve ter�r ��karanlar, bunun i�in �e�itli tuzaklar kuranlar, k�t�l�kten yana olanlard�r. Bu insanlar Allah'�n koydu�u s�n�rlar� tan�mayan, din ahlak�n� ya�amayan, su�a ve g�nah i�lemeye e�ilimli insanlard�r. "Hi� ��phesiz su�lular-g�nahkarlar, bir sapm��l�k (dalalet) ve ��lg�nl�k i�indedirler"(Kamer Suresi, 47) ayetinde bildirildi�i �zere bu ahlak� ya�ayan insanlar�n uyduklar� yol sapk�nd�r.
Deccal Karakteri Nefsin Azg�nl��� �zerine Kuruludur
Su�lu-g�nahkarlar�n en �nemli �zellikleri kendilerine Kuran ahlak�n� de�il, nefislerinin isteklerini -ki�isel istek ve tutkular�n�- rehber edinmi� olmalar�d�r. Oysa insan�n nefsine uymas� b�y�k bir belad�r. �nsan�n nefsine uymaya ba�lamas� �ncelikle kendi i�inde bir karma�a ve ba��bozukluk ya�amas�na neden olur. �nsanda vicdan�na uymu� olman�n getirdi�i rahatl���n ve huzurun yerini kendine g�vensizlik, tedirginlik, endi�e ve huzursuzluk al�r. Kuran’da, "... ��nk� ger�ekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgedi�i d���nda- var g�c�yle k�t�l��� emredendir..."(Yusuf Suresi, 53) ayetinde de buyuruldu�u gibi nefis s�rekli k�t�l��� emreder. �nsana her zaman k�skan�l�k, haset, �fke, kin, intikam, sevgisizlik, merhametsizlik, sayg�s�zl�k, sorumsuzluk gibi k�t� ahlak �zelliklerini ya�atmak ister. �man eden bir ki�i ise, nefsinin de�il vicdan�n�n sesini dinler, iradesini kullan�r ve g�zel bir ahlak g�sterir. ��nk� Allah Kuran'da insana nefsinin k�t�l�klerinden sak�n�p korunmay� emretmi�tir ve insan vicdan�na uyarak bu emri yerine getirebilir. Her insan neyin k�t� oldu�unu bildi�i gibi, neyin iyi oldu�unu ve k�t�l�kten nas�l korunabilece�ini de en iyi �ekilde bilir.
Deccal Yery�z�nde Bozgunculuk ��kar�r
Deccal'in sisteminin insanlara en b�y�k zarar� veren y�n� bu sistemin yery�z�nde bozgunculuk ��karma, huzur ve d�zen b�rakmama �zerine kurulu olmas�d�r. Deccal'in temel vasf� bozgunculuk ��karabilmek i�in �iddet, ter�r ve anar�iyi k�r�klemesidir. Bozgunculuk ��karmak �ok geni� bir kavramd�r. �nsanlar�n huzurunu ka��ran, g�venlik ve bar�� ortam�n� bozan her unsur bozgunculuktur. �ki �lke aras�nda hi�bir hakl� gerek�esi olmadan ya�anan sava�lar, bir toplum i�erisinde suni nedenlerle meydana gelen i� �at��malar, masum ve sivil insanlar� hedef alan ter�rist sald�r�lar, g�nl�k hayatta kar��la��lan bireysel �iddet olaylar�, bozgunculu�un �rnekleri aras�nda say�labilir. Bu d�nemde, g�n ge�tik�e say�s� artan ve yay�lan sava�lar, �at��malar ve �iddet olaylar� Deccal'in bozgunculu�unun boyutlar�n� g�stermesi a��s�ndan dikkat �ekicidir.
Bozgunculuk �iddetin Te�vik Edilmesi �le Yay�l�r
Bozguncu ahlak�n temelinde, ho�g�r� ve sab�r yerine kin ve intikam duygular� vard�r. Sava�lar, �at��malar ve ter�r eylemleri ile bozgunculuk ��karan ki�iler, sabretmeyi, adaletle h�kmetmeyi, merhametli ve affedici olmay� bilmeyen, sorunlar� uzla�ma ile halletmek yerine �iddete ba�vurmay� tercih eden ki�ilerdir. Ayn� �ekilde Deccal'in dininde de insanlar uzla�mac� de�il, tam tersine �at��mac� bir karakter sergilerler. Bu, kin, �fke ve d��manl�k duygular�n� k�r�kleyerek insanlar� birbirlerine d���ren bir k�lt�rd�r. Nitekim hadislerde Deccal'in kin, �fke ve �iddetin yayg�n oldu�u bir d�nemde ortaya ��kaca�� ve bu ortamdan istifade edece�i bildirilmi�tir. Bu hadislerden baz�lar� �u �ekildedir:
“Deccal dinin g��s�zle�ti�i, ilmin yetersiz bir hale geldi�i bir anda ortaya ��kar.”
“O g�nler ak�llar�n �elindi�i g�nlerdir. �nsanlar birbirlerini �ld�r�rler. �yle ki ki�i kom�usunu, amcao�lunu, yak�n�n� �ld�r�r; �ld�ren ni�in �ld�rd���n�, �ld�r�len de ni�in �ld�r�ld���n� bilmez. ” (�aban D��en, “Mehdi ve Deccal ”, Gen�lik Yay�nlar�, �stanbul 1998)
Asl�nda bu �zellikler �eytan�n karakterinin de temel �zellikleri aras�ndad�r. �eytan da isyankar, uzla�maz, kindar ve �fkeli bir karaktere sahiptir ve d�nyadaki amac� da insanlar� bu y�nde te�vik etmektir. Bu nedenle �eytan insanlar�n aras�n� a��p bozmaya �al���r.
Deccal'in yery�z�nde bozgunculuk ve kar���kl�k ��karmak i�in kulland��� bir ba�ka y�ntem de insanlar� a��r�l��a, yani fanatizme te�vik etmesidir. Bu sistemde insanlar, inan�lar�, fikirleri ya da idealleri u�runda a��r�l��a gitmelerinin me�ru oldu�una inand�r�l�rlar. Uzla�ma ve diyalog ile ula��labilecek sonu�lar�, ancak �iddete ba�vurarak elde edebilecekleri fikrine kap�l�rlar. Basit bir k�skan�l�k, yersiz bir �fke, vah�i cinayetlerle, ac�mas�z sald�r�larla neticelenebilir. ��nk� a��r� insan itidalden, sa�duyudan ve ak�lc�l�ktan uzakla��r. Mant�kl� kararlar veremez, muhakemesini kaybeder. Sadece duygular� ile hareket eder. Tepkilerine ve �slubuna �fke ve hiddet hakim olur. B�ylece �iddetin her t�rl�s�n� hi� sorgulamadan ve vicdani rahats�zl�k duymadan ger�ekle�tirebilecek tehlikeli gruplar ve bireyler ortaya ��kar. (Harun Yahya, Deccal'in Ayini Ter�r)
Oysa Kuran ahlak� insanlar�, a��r�l��a ka�maktan ve haddi a�maktan sak�nd�r�r. Allah bir ayetinde insanlara, hevalar�na kap�larak i�lerinde a��r�l��a gidenlere itaat etmemelerini bildirmekte ve iman edenleri Deccal'in bu tuza��na kar�� ��yle uyarmaktad�r:
“... Kalbini Bizi zikretmekten gaflete d���rd���m�z, kendi 'istek ve tutkular�na (hevas�na)' uyan ve i�inde a��r�l��a gidene itaat etme. ” (Kehf Suresi, 28)
Deccal’e Uyanlar�n Ortak �zelli�i: �eytani Mant�kla Hareket Etme
“ Onun (Deccal'in) yan�nda iki nehir bulunacakt�r. G�z birini bembeyaz bir su, di�erini kaynayan bir ate� olarak g�recek, fakat i�eri girenler bunun tam tersi oldu�unu bulacak.”
“Onun (Deccal'in) fitnelerinden birisi de yan�nda cennet ve cehennemin bulunu�u olacakt�r. Onun cenneti cehennem, cehennemi ise cennettir.” (Medineli Alleme Muhammed B. Resul El- H�seyni el Berzenci, K�yamet Alametleri, Pamuk Yay�nc�l�k)
Yukar�daki hadisler, Deccal'in insanlara iyiyi k�t�, k�t�y� iyi g�sterdi�ini anlatan rivayetlerden ikisidir. Bu, �eytan�n da �zelliklerinden biridir. �eytan da, t�pk� Deccal'in insanlar� anar�i ve ter�re davet ederken yapt��� gibi, insanlar�n ancak kendisine uyduklar�nda kurtulu�a ereceklerini ve kendisinin do�ru bir yol �zerinde oldu�unu iddia eder.
Deccal'i sistemde insanlar�n k�t�y� iyi g�rmelerine verilebilecek en �arp�c� �rneklerden biri �iddetin, �at��malar�n ve kavgalar�n ola�an kar��lanmaya ba�lanmas�d�r. Yukar�da da belirtti�imiz gibi insanlar, isteklerini elde etmenin en etkili yolunun �iddete ba�vurmalar� oldu�una kendilerini ve �evrelerini inand�rm��lard�r. Masum insanlar� katleder, hi�bir su�u olmayan insanlara zarar verirken bunlar� kendilerince hak bir m�cadele i�in yapt�klar�n� d���n�rler. Ter�r �rg�tlerinin �yeleri ile ya da d�nyan�n �e�itli b�lgelerinde sava� ve �at��malara neden olan insanlardan biri ile g�r���ld���nde, hepsi �iddete ba�vurmakta s�zde ne kadar hakl� olduklar�n� anlatacaklard�r. Oysa bu b�y�k bir yan�lg� ve zalimliktir. Masum ve savunmas�z insanlara kar�� �iddete ba�vuran hi�bir m�cadele hakl� de�ildir.
Deccal’in Kurdu�u Tuzaklar da Allah’�n Kontrol�ndedir
Peygamberimiz (sav) hadislerinde Deccal'in tuzaklar�n�n b�y�kl���ne dikkat �ekmi� ve bizi bu tuzaklara kar�� uyarm��t�r. Ger�ekten de Deccaliyetin fitnesi, samimi iman edenler hari�, neredeyse t�m insanlar� i�ine alabilecek b�y�kl�ktedir. Bug�n d�nya genelinde ya�anan ahlaki dejenarasyon ve kaos ortam�n�n etrafl�ca d���n�lmesi, bu fitnenin boyutunun daha iyi kavranmas�n� sa�layacakt�r. Hangi �lkeden, hangi milletten, hangi �rktan olursa olsun insanlar bu bozulmaya ve fitneye bizzat �ahitlik etmektedirler.
Ancak bu noktada unutulmamas� gereken �ok �nemli bir husus vard�r. Kuran'da pek �ok ayette iman etmeyenlerin kurduklar� t�m tuzaklar�n ger�ek sahibinin Allah oldu�u bildirilmi�tir. Allah insanlar� denemek, salih olanlar� ortaya ��karmak, onlar� e�itmek, inkarc�lar�n da k�fr�n� g�stermek ve daha pek �ok hikmet gere�ince, �eytan�n yery�z�ndeki faaliyetlerini ve dolay�s�yla Deccaliyeti de kader i�inde yaratm��t�r. Ancak Deccaliyet mutlak ma�lup olacak �ekilde yarat�lm��t�r. Dolay�s�yla inkar edenlerin tuzaklar�, Allah'�n izni ile, hi�bir zaman ba�ar�ya ula�amayacak tuzaklard�r. Bir ayette bu s�r ��yle haber verilir:
“Ger�ek �u ki, onlar hileli-d�zenler kurdular. Oysa onlar�n d�zenleri, da�lar� yerlerinden oynatacak da olsa, Allah kat�nda onlara haz�rlanm�� d�zen (k�t� bir kar��l�k) vard�r“ (�brahim Suresi, 46)
Tarih boyunca inkar eden ve insanlar� inkara s�r�klemek isteyenler �e�itli tuzaklar kurmu�lard�r. Ancak kurulan t�m tuzaklar, Allah'�n kanununun bir neticesi olarak, bozulmu� ve kendi sahibine d�nm��t�r. Bu, Allah'�n de�i�mez bir kanunudur. Ayetlerde �u �ekilde bildirilmektedir:
“... Onlara bir uyar�c�-korkutucu geldi�inde (bu,) nefretlerinden ba�kas�n� art�rmad� (Hem de) Yery�z�nde b�y�kl�k taslayarak ve k�t�l��� tasarlay�p d�zenleyerek. Oysa hileli d�zen, kendi sahibinden ba�kas�n� sar�p-ku�atmaz. Art�k onlar �ncekilerin s�nnetinden ba�kas�n� m� g�zlemektedirler? Sen, Allah'�n s�nnetinde kesinlikle bir de�i�iklik bulamazs�n ve sen, Allah'�n s�nnetinde kesinlikle bir d�n���m de bulamazs�n.” (Fat�r Suresi, 42-43)
Ayn� son, Deccal'in kurdu�u tuzaklar ve do�rudan Deccal'in fikir sistemi i�in de ge�erlidir. Bu sistem de insanlar� Allah'�n yolundan al�koyabilmek i�in kurulmu� �zel bir tuzakt�r. Kurulan tuzaklar ne kadar b�y�k, olu�turulan plan ne kadar kapsaml� ve etkili olursa olsun hepsi Allah'�n kontrol� alt�ndad�r. Deccal de, onun kurdu�u tuzaklar da yaln�zca Allah'�n dilemesi ile vard�r.
"Allah dilemedik�e siz dileyemezsiniz" (�nsan Suresi, 30) ayetiyle de buyuruldu�u gibi, Allah dilemedik�e hi� kimse bir �ey dileyemeyece�i gibi, ne bir tuzak kurmaya ne de bu tuza�� hayata ge�irmeye g�� yetirebilir.
“Ger�ek �u ki, onlar hileli-d�zenler kurdular. Oysa onlar�n d�zenleri, da�lar� yerlerinden oynatacak da olsa, Allah kat�nda onlara haz�rlanm�� d�zen (k�t� bir kar��l�k) vard�r“ (�brahim Suresi, 46)
�zg�rl�k, hemen hemen her
toplum ve ideolojiden ki�inin hemfikir oldu�u ve savundu�u bir kavramd�r.
�nsanl�k tarihindeki �at��malar�n, sava�lar�n �o�undaki ama�, �zg�rl���
kazanmak olmu�tur.
Bat� d���ncesinin �zg�rl��e verdi�i anlam� ��yle �zetleyebiliriz:
�zg�rl�k, insana, di�er insanlar (toplum) ya da devlet -veya ba�ka
herhangi bir kurum- taraf�ndan hi�bir k�s�tlama ve bask� yap�lmamas�d�r.Bug�n
Bat� toplumlar�n�n i�inde bulunduklar� toplumsal yap�, modern Bat�
felsefesi taraf�ndan tarifi yap�lan "�zg�rl�k" kavram�n�n,
insan�n kurtulu�unu sa�lamad���n� g�stermektedir.
Okullarda, bilimsel kaynaklarda ve bir k�s�m medyada, teori ispatlanm��
bir ger�ek gibi sunulmakta, pek �ok insan da bu nedenle evrimi hi�
sorgulamadan kabul etmektedir. Oysa her ge�en g�n geli�en, paleoantropoloji,
antropoloji ve mikrobiyoloji gibi bilim dallar�, s�z�n� etti�imiz
yayg�n inan���n aksine, evrim teorisini s�rekli yalanlamaktad�rlar.
Evrimi ispatlamak i�in 150 y�ld�r aral�ks�z s�rd�r�len �al��malar,
teoriyi ��r�tmekten ba�ka bir sonuca varamam��lard�r.
Bu ger�e�e ra�men, evrim teorisinin bu denli yayg�n bir bi�imde
savunulmas� ve insanlara empoze edilmesinin tek nedeni ise, teorinin
ideolojik y�n�d�r.