20. y�zy�lda, art�k �n�nde engel kalmad���n� d���nen masonluk, siyasi komplolarla, devrim haz�rl�klar�yla, ayaklanma k��k�rtmalar�yla u�ra�maktan ziyade, kendi felsefesini toplumlara yayma yolunu se�mi�tir. Masonlu�un, materyalizm, h�manizm ve evrimcilik kavramlar�yla �zetlenebilecek felsefesi, bilim, sanat, medya, edebiyat, m�zik ve her t�rl� pop�ler k�lt�r arac�l���yla kitlelere yay�lm��t�r.
19. y�zy�lda masonluk, dini kurumlar�n, dini inan�lar�n ortadan kald�r�ld��� bir "yeni d�zen" kurmay� hedeflemi�, bu ama�la da dini de�erlerin korundu�u monar�ileri y�kmaya �al��m��t�r. Fransa, Almanya, �talya, Rusya gibi �lkelerdeki rejim aleyhtar� masonik faaliyetler, masonlu�un amac�n�n bir "d�zen de�i�ikli�i" oldu�unu a��k�a g�stermektedir. Pek �ok Avrupa �lkesinde masonluk, din kar��tlar�n�n bulu�ma yeri olmu�, bu bulu�ma yeri �ok kez darbe, ayaklanma, suikast gibi kararlar�n al�nd��� merkezlere d�n��m��t�r. 1789'daki B�y�k Frans�z Devrimi'nden 20. y�zy�la kadar uzanan s�re� i�inde irili ufakl� pek �ok devrim, darbe giri�imi, ayaklanma, siyasi komplo veya din kar��t� siyasetin ard�nda masonlu�un etkisi vard�r. (Harun Yahya, Yeni Masonik D�zen)
Bir di�er deyi�le, masonluk "mevcut d�zeni y�kmak" hedefine 20. y�zy�l�n ba�lar�nda b�y�k �l��de ula�m��t�r. Amerikal� bir mason, masonlu�un bu y�ntemini ��yle �zetler: "Masonluk �al��mas�n� sessiz bir �ekilde y�r�t�r fakat bu �al��ma, okyanusa do�ru sessiz bir �ekilde vuran derin bir nehrin i�leyi�i gibidir."
ABD'nin Georgia eyaletinin "B�y�k �stad" dereceli masonlar�n biri olan J. W. Taylor ise, ayn� konuda �u ilgin� yorumu yapmaktad�r:
“Eski kavramlar�n terk edilmesi ve yerine yenilerinin yerle�tirilmesi, her zaman d�nyan�n ilk olarak dikkatini �eken alg�lanabilir sebeplerden kaynaklanmaz, daha �ok insanlar�n zihninde uzun y�llard�r i�lev g�ren prensiplerin bir toplam�d�r. Ancak son anda uygun �artlar olu�ur ve elveri�li bir �evre meydana gelir, o zaman gizli olan ger�ek hayata aktar�l�r... B�ylece her insan� b�y�k bir ortak hedefe do�ru te�vik eder ve b�y�k hedeflere varmak i�in t�m uluslar� sanki hepsi birer insan gibi hareket ettirir. ��te masonluk kurumunun, d�nyadaki insano�lu �zerindeki etkisi bu prensip �zerinde ger�ekle�mektedir. Sessiz ve gizli olarak �al���r, ama �ok y�nl� ili�kileri sayesinde toplumun her detay�na ve bo�lu�una s�zar; masonlu�un eserlerini g�renler bu eserlere kar�� hayrete d��erler, ama kayna��n�n ne oldu�unu bilip s�yleyemezler.” (The Catholic Encyclopedia, "Masonry (Freemasonry)", New Advent,www.newadvent.org)
Chicago B�y�k Locas�'n�n yay�nlad��� Voice dergisine g�re ise, "Masonluk sessiz bir �ekilde, fakat kesinlikle ve s�rekli olarak insan toplumunun harc�n� in�a etmektedir". S�z konusu "har� in�as�", masonik felsefenin temelleri olan materyalizm, h�manizm ve Darwinizm'in topluma empoze edilmesiyle ger�ekle�mektedir.
Masonlu�un bu sessiz ve derinden i�leyen stratejisinin en b�y�k �zelli�i, bu stratejide g�rev alan masonlar�n, bunu masonluk ad�na yapt�klar�n� hemen hi�bir zaman a��klamamalar�d�r. Farkl� kimliklerle, farkl� s�fatlarla, farkl� makamlarda g�rev yapar, ama masonluk arac�l���yla benimsedikleri ortak bir felsefeyi topluma empoze ederler. T�rk localar�n�n b�y�k �stadlar�ndan Halil M�lk�s, y�llar �nce kendisiyle yap�lan bir r�portajda, bu ger�e�i ��yle a��klam��t�r:
“Masonluk, masonluk olarak ortaya ��k�p hi�bir �ey yapmaz. Masonluk bireyleri y�nlendirir, burada yeti�en bireyler, zikir talimi �retimine kat�lan Masonlar d�� alemde bulunduklar� yerlerde, �e�itli seviyelerdeki mesleklerdedirler. Bunlar �niversitelerdedirler, rekt�rd�rler, bunlar profes�rd�rler, bunlar devlet adam�d�rlar, bakand�rlar, doktordurlar, hastane ba�hekimidirler, avukatt�rlar, vs. Bulunduklar� yerlerde bu Masonlu�un talim etti�i fikirleri yayg�n bir bi�imde topluma aktarma gayreti i�inde olurlar.” ("Masonluk G�c�n� Yitiriyor mu?". Nokta Dergisi,13 Ekim 1985. say� 40)
Bu aldan���n sonu�lar� ise �ok ac�d�r. Masonlu�un 18. ve 19. y�zy�l boyunca s�rd�rd��� "kitleleri dinsizle�tirme" program�, �rk��l�k, fa�izm, kom�nizm gibi kan d�k�c� ideolojilerin do�mas�na neden olmu�tur. Sosyal Darwinizm'in yay�lmas�, insanlar� "�at��mak i�in ya�ayan hayvanlara" d�n��t�rm��, bunun kanl� sonu�lar� 19. y�zy�l�n ikinci yar�s�nda ve 20. y�zy�lda ortaya ��km��t�r. I. D�nya Sava��, Darwinist telkinler sonucunda sava�� ve kan d�kmeyi "biyolojik bir gereklilik" olarak g�ren Avrupa liderlerinin eseridir. Bu sava�ta 10 milyon insan bir hi� u�runa �l�me g�nderilmi�tir. Ard�ndan gelen II. D�nya Sava��, yine masonlu�un att��� dinsizlik tohumlar�n�n �r�nleri olan fa�izm ve kom�nizm gibi totaliter ideolojilerin eseridir ve tam 55 milyon insan� yok etmi�tir. 20. y�zy�l boyunca d�nyan�n d�rt bir yan�na ac� veren sava�, �at��ma, zul�m, adaletsizlik, s�m�r�, a�l�k, ahlaki dejenerasyon gibi belalar, temelde dinsiz felsefe ve ideolojilerin �r�n�d�r. (Harun Yahya, Darwinizm'in �nsanl��a Getirdi�i Belalar)
K�sacas� masonlu�un felsefesi �ok ac� meyveler vermi�tir. Ba�ka t�rl� olmas� da d���n�lemez, ��nk� bu �lahi bir kurald�r. Allah'�n dinini reddederek atalar�n�n dinini, geleneksel hurafelerini tercih eden tarihteki t�m pagan kavimler, kendilerini helaka s�r�klemi�lerdir. Bu paganlar�n �a�da� temsilcisi olan masonluk ise, kendisiyle birlikte t�m d�nyay� helaka do�ru s�r�klemektedir. Ve i�te bu nedenle, insanl��� bu felaketten korumak, Bedi�zzaman'�n ifadesiyle "maddiyun ve tabiyyun taununun" (maddecilik ve tabiat��l�k hastal���n�n) telkinlerini k�rmak ve bu yolla kitlelerin iman�n� kurtarmak gerekmektedir.
�zg�rl�k, hemen hemen her
toplum ve ideolojiden ki�inin hemfikir oldu�u ve savundu�u bir kavramd�r.
�nsanl�k tarihindeki �at��malar�n, sava�lar�n �o�undaki ama�, �zg�rl���
kazanmak olmu�tur.
Bat� d���ncesinin �zg�rl��e verdi�i anlam� ��yle �zetleyebiliriz:
�zg�rl�k, insana, di�er insanlar (toplum) ya da devlet -veya ba�ka
herhangi bir kurum- taraf�ndan hi�bir k�s�tlama ve bask� yap�lmamas�d�r.Bug�n
Bat� toplumlar�n�n i�inde bulunduklar� toplumsal yap�, modern Bat�
felsefesi taraf�ndan tarifi yap�lan "�zg�rl�k" kavram�n�n,
insan�n kurtulu�unu sa�lamad���n� g�stermektedir.
Okullarda, bilimsel kaynaklarda ve bir k�s�m medyada, teori ispatlanm��
bir ger�ek gibi sunulmakta, pek �ok insan da bu nedenle evrimi hi�
sorgulamadan kabul etmektedir. Oysa her ge�en g�n geli�en, paleoantropoloji,
antropoloji ve mikrobiyoloji gibi bilim dallar�, s�z�n� etti�imiz
yayg�n inan���n aksine, evrim teorisini s�rekli yalanlamaktad�rlar.
Evrimi ispatlamak i�in 150 y�ld�r aral�ks�z s�rd�r�len �al��malar,
teoriyi ��r�tmekten ba�ka bir sonuca varamam��lard�r.
Bu ger�e�e ra�men, evrim teorisinin bu denli yayg�n bir bi�imde
savunulmas� ve insanlara empoze edilmesinin tek nedeni ise, teorinin
ideolojik y�n�d�r.