OSMANLI YAHUD�LER�
Cahiliye Toplumunda Y�NET�C� KARAKTER�
S�per G��l� Malzeme Elde Etme Yolunda Yeni Aray��lar: �r�mcek Ipe�i �reten Ke�iler

Etraf�n�zdaki Her�ey Gibi Asl�nda Siz de Molek�llerden Olu�uyorsunuz!
D�nyay� Kana Bulayan iki Siyasi G�c�n Benzerlikleri S�YON�ZM ve HA�LILAR
Bilimin Rotasi Do�ru �izilmelidir
DO�A ve TEKNOLOJ�

Kuran'da Kadina Verilen �nem
Kibris'ta D�n�m Noktasi
Atomdaki Tasar�m�n A�t��� Yeni Ufuk: �letken Plastikler
Ka��n�lmaz Ger�ekler Ya�l�l�k ve �l�m

www.harunyahya.org

Ara�t�rma'dan



Zay�f Karakterin �zelli�i: Egoistlik


Ya�am�n� bencilce s�rd�ren ve Allah��n ona bah�etti�i nimetleri insanlarla payla�mayan ki�iler d�nya hayat�nda s�k�nt�l� bir
ya�am s�rerler.

Allah, Kuran'da "Ger�ekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yarat�ld�. Kendisine bir �er (k�t�l�k) dokundu�u zaman feryad� basar. Ona bir hay�r dokundu�unda engelleyici olur (veya cimrilik eder)." (Mearic Suresi, 19-21) ayetleriyle insanlar�n nefsinde var olan bir zay�fl��� haber vermektedir. �nsan bencil tutkulara kap�lmaya yatk�n bir varl�kt�r; her f�rsatta kendini �n plana ��karmaya, kendi menfaatlerini korumaya ve kendini herkesten �ok sevmeye m�saittir. �nsan, e�er Allah korkusu ile g�zel ahlakta irade g�stermezse, nefsi ki�iyi s�rekli olarak 'sadece ben sevileyim', 'ben �v�leyim' 'ben takdir edileyim' gibi bencilce isteklerde bulunmas� i�in k��k�rt�r. B�yle bir ahlakta ba�kalar�n�n rahat�, huzuru, mutlulu�u her zaman ikinci plana at�l�r. '�nce onlar�n rahat� sa�lans�n' ya da 'onlar�n ��kar�na uygun olsun, gerekirse ben kendi menfaatlerimden �d�n vereyim' 'ba�kalar� mutlu olsun, ben de onlar�n mutlulu�undan zevk alay�m' gibi fedakarane d���ncelerdense, her zaman i�in 'ne olursa olsun, �nce ben' fikriyle hareket edilir.

�man edenler ise nefislerindeki bu tutkuyu yener ve Allah'�n raz� oldu�u ahlak� ya�arlar. Ancak kimi insanlar da, 'nas�l olsa dinin baz� h�k�mlerini yerine getiriyorum, arada s�rada kendi menfaatlerimi kollaman�n ne gibi bir k�t�l��� olabilir ki' gibi yanl�� bir d���nceye kap�larak, ahlaklar�ndaki bu eksikli�i zarars�z g�r�rler. Dahas� insan�n kendi menfaatlerini kollamas�n� 'hayat�n bir ger�e�i' olarak g�r�rler. Yani her ne kadar Kuran ile bunun yanl��l��� kendilerine anlat�lm�� olsa da, bilin�altlar�nda hayatta kalabilmek i�in kendi ��karlar�n� �n planda tutmak gerekti�ini zannederler. Aksi halde kendi menfaatlerini kimsenin kollamayaca��n�, ezileceklerini ve zarara u�rayacaklar�n� d���n�rler. Dahas�, herkes bu ahlak� g�sterip kendi ��karlar�n� korudu�unda, bir tek kendileri fedakar ve �zverili olurlarsa, bu durumda ak�ls�z konumuna d��eceklerini san�rlar. Bu d���ncelerinden dolay�, fedakar ve ince d���nceli olmak i�in nefislerini e�itmezler. Oysa ki insan�n ��karlar�n� koruyabilecek tek bir g�� vard�r; o g�� Allah't�r. �nsan ne bencillikle ne de kendi menfaatlerinin pe�inde ko�turmakla kendinden yana bir ��kar sa�layamaz. Allah bu durumu bir ayette �u �ekilde a��klamaktad�r: �Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan ba�ka bunu senden kald�racak yoktur. Ve e�er sana bir hay�r isterse, O'nun bol fazl�n� geri �evirecek de yoktur. Kullar�ndan diledi�ine bundan isabet ettirir. O, ba���layand�r, esirgeyendir.� (Yunus Suresi, 107)

�nsanlar�n egoistli�i en belirgin olarak mala ve cana olan tutkular�yla ortaya ��kar. G�zel ve iyi olan her�eyi kendileri kullanmak isterler. �rne�in bir ba�kas� e�yalar�n� kullanmay� talep etti�inde vermek istemedikleri i�in yalana ba�vurup kendilerinde olmad���n� s�yleyebilirler. Kalplerindeki bu bencil tutku, hayatlar�n�n her a�amas�nda ortaya ��kar. G�zel bir yeme�in kendilerine kalmas�n� isterler. Bunu ba�kalar�yla payla�mamak i�in yaln�zken, evde kimse yokken yeme�e �zen g�sterirler. Payla�malar� zaruri hale geldi�inde de, yeme�in en g�zel olan yerini kendilerine ay�r�p, di�er ki�ilere kalan k�sm�n� ikram ederler. Ayn� �ekilde, yap�lmas� gereken zor bir i� oldu�unda da �e�itli bahanelerle bundan ka�arak konuyu ba�kalar�n�n �stlenmesini sa�lamaya �al���rlar. Kendi canlar� herkesinkinden daha tatl�d�r. Bu nedenle bir ba�kas� �ok daha yorgun ya da me�gul olsa ve kendileri m�sait olsalar bile bir ka��� yolu ararlar.

Egoistlikten nefsini ar�nd�rmayan bir insan �ok basit �eylere bile tenezz�l eder; hep kendi istedi�i olsun ister, son s�z� hep kendisi s�ylemeyi sever. �rne�in kalabal�k bir ortamda kendi be�endi�i m�zi�in dinlenmesini, kendi istedi�i televizyon kanal�n�n seyredilmesini ister. Ba�kalar�n�n isteklerini ise hi�bir zaman i�in �ncelikli olarak g�rmez. �� b�l�m� varsa en kolay olana talip olur, zor olan� hep ba�kalar�na b�rakmaya �al���r. Ko�u�turma ya da fedakarl�k gerektiren bir durumda a��rdan al�r, daima kendisini bir ad�m geride tutar.

Oysa k���k k���k menfaatler elde etmek i�in yap�lan bu t�r tav�rlar, insan� b�y�k bir samimiyetsizli�in i�ine s�r�kler. Samimiyetsizlik ise insan� s�rekli huzursuzluk i�erisinde ya�at�r. Kendi menfaatlerinin pe�ine d��en b�yle bir ki�i s�rekli
olarak gizliden gizliye �evresindeki insanlar� kand�rabilmek i�in b�y�k bir emek harcar. S�rekli bu gizli samimiyetsizli�inin ortaya ��kmas�, de�ifre olmas� korkusuyla ya�ar. (Harun Yahya, Gizli Azaplar�n ��z�m�)

Salih M�sl�manlar ise hi�bir zaman b�yle korkular ya�amazlar. Kuran'da samimi M�sl�manlar�n Allah'�n r�zas�n� kazanmak i�in canlar�n� ve mallar�n� ortaya koyduklar�, hi�bir kar��l�k beklemeden iyilik yapt�klar�, di�er M�sl�manlar�n ihtiya�lar�n� kendilerininkinden �ncelikli tuttuklar� bildirilmektedir: �Kendileri, ona duyduklar� sevgiye ra�men yeme�i, yoksula, yetime ve esire yedirirler. "Biz size, ancak Allah'�n y�z� (r�zas�) i�in yediriyoruz; sizden ne bir kar��l�k istiyoruz, ne bir te�ekk�r...� (�nsan Suresi, 8-11)

Fedakar ahlaklar�ndan dolay� Allah M�sl�manlara bir ayd�nl�k ve nur vermektedir. Bunun tersinde, yani bencillikte ise Allah insanlara gizli bir azap ya�at�r. Bencillik yaparak, insanlara tuzak kurduklar�n� ve kendilerinin ak�ll� oldu�unu zanneden bu insanlar, ger�ekte kendi kurduklar� tuza��n i�ine d��erler. Bu, Kuran'da bildirilen s�rlardan biridir. Fedakar insan bu ahlak� sergilerken daha �ok sorumlulu�a talip oldu�u i�in g�r�n�rde daha �ok yorulur, mal�n� verir, paras�n� harcar, kendi me�ru haklar�ndan ve isteklerinden feragat eder ama, vicdanen m�sterih olan, rahat, mutlu, g�zel bir hayat s�ren de odur.
�Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan ba�ka bunu senden kald�racak yoktur. Ve e�er sana bir hay�r isterse, O'nun bol fazl�n� geri �evirecek de yoktur. Kullar�ndan diledi�ine bundan isabet ettirir. O, ba���layand�r,
esirgeyendir.�
(Yunus Suresi, 107)










�zg�rl�k, hemen hemen her toplum ve ideolojiden ki�inin hemfikir oldu�u ve savundu�u bir kavramd�r. �nsanl�k tarihindeki �at��malar�n, sava�lar�n �o�undaki ama�, �zg�rl��� kazanmak olmu�tur.
Bat� d���ncesinin �zg�rl��e verdi�i anlam� ��yle �zetleyebiliriz: �zg�rl�k, insana, di�er insanlar (toplum) ya da devlet -veya ba�ka herhangi bir kurum- taraf�ndan hi�bir k�s�tlama ve bask� yap�lmamas�d�r.Bug�n Bat� toplumlar�n�n i�inde bulunduklar� toplumsal yap�, modern Bat� felsefesi taraf�ndan tarifi yap�lan "�zg�rl�k" kavram�n�n, insan�n kurtulu�unu sa�lamad���n� g�stermektedir.



Okullarda, bilimsel kaynaklarda ve bir k�s�m medyada, teori ispatlanm�� bir ger�ek gibi sunulmakta, pek �ok insan da bu nedenle evrimi hi� sorgulamadan kabul etmektedir. Oysa her ge�en g�n geli�en, paleoantropoloji, antropoloji ve mikrobiyoloji gibi bilim dallar�, s�z�n� etti�imiz yayg�n inan���n aksine, evrim teorisini s�rekli yalanlamaktad�rlar. Evrimi ispatlamak i�in 150 y�ld�r aral�ks�z s�rd�r�len �al��malar, teoriyi ��r�tmekten ba�ka bir sonuca varamam��lard�r.
Bu ger�e�e ra�men, evrim teorisinin bu denli yayg�n bir bi�imde savunulmas� ve insanlara empoze edilmesinin tek nedeni ise, teorinin ideolojik y�n�d�r.